Hayat Kaybettiğin Yerden Başlar 16.2 TL


"Kaybettiğinde değil, vazgeçtiğinde yenilirsin"

 

Bütün dünya bir araya gelse ve sana geç kaldığını söylese bile, hayır, kalmadın!

Aksine, tam da yeniden başlaman gereken noktadasın.

Üstelik bazen öyle düşünmekten kendini alamasan da, hiçbir şey kaybetmedin.

Kaybettiklerin senden gitmesi gerekenlerdi…

 

Sen, seni daha da güzelleştirecek adımlarla yoluna devam edeceksin.

Kaybettiğin için üzüldüklerinin, aslında kurtulduğun yükler olduğunu göreceksin.

Mesele kaybetmekse, hayatta bu da var, kaybedeceksin; ama senden gidenlere

üzülmeyeceksin, yerine daha iyilerini getireceksin.

 

Çünkü hayat kaybettiğin yerden bir daha başlar.

 

Kaybettiğin yerden "yeniden" diyeceksin…

 

(Tanıtım Bülteninden)


Körlük 25.35 TL


Körlük

Distopik eserlere ilgi duyanların elinden düşürmediği Körlük, yayınlandığı günden bu yana adından söz ettirmeye devam ediyor. Portekiz'li yazar José Saramago'ya 1998'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazandıran eser, konusuyla olduğu kadar zekice kurgulanmış karakterleriyle de dikkat çekiyor. Dönemin liberal demokrasi anlayışına bir eleştiri mahiyetinde kaleme alınan roman, insanların gittikçe bencilleşip olaylar karşısında duyarsızlaşmasını bir körlük metaforu etrafında işliyor.

Baştan sona heyecan verici olayların birbirini takip ettiği eser, sizi de derinden sarsacak. Güç ve iktidar oyunlarının insanlarda yarattığı vahşeti gözler önüne seren bu roman karşısında, bugünün toplumlarını düşünmeye başlayacaksınız. Kim bilir; belki de insanlığın sonunu, yine gittikçe duyarsızlaşan insanlığın ta kendisi getirecektir.

Körlüğün Getirdiği Kaostan Doğan Yeni Bir Düzen…

Olaylar, isimsiz bir ülkenin isimsiz bir şehrinde geçer. Zira, kişilerin kim olduğu önemsizdir. Bir gün otomobili ile ışıklarda duran isimsiz bir adam, yeşil ışığın yanmasını beklerken aniden körleşir. Ancak bu sıradan bir körlük değildir. Çünkü gözleri karanlığa değil, aydınlığa yani beyaza bürünür. Ne yapacağını şaşıran adam, doğruca hastaneye gider. Körlük maalesef bulaşıcıdır. Kendisini muayene eden doktor da bundan nasibini alır. Derken, bu hastalık tüm şehri etkisi altına almaya başlar. Hükümet ise körleşen halkı hapishaneden bozma bir yerde karantinaya alır.

İşler buradan sonra değişir. Çünkü hükümet, hastalığı kontrol altına alamamaktadır. Her geçen gün artan kör sayısı, karantinadaki nüfusu artırmaktadır. Bu ise güç dengelerinde değişime neden olacaktır. Karantina bölgesinde çeteler oluşmaya başlar. Herkesten haraç kesen bu çeteler, insanları öldürmekte ve onlara tecavüz etmektedirler. Tüm bunları yakından izleyen ise doktorun karısıdır. Körlük hastalığına yakalanmayan tek kişi bu kadındır. Kocasını yalnız bırakmamak için kör taklidi yaparak hapishaneye girmiştir ve buradaki tüm vahşete tanıklık etmektedir.

Bir gün, hapishanede çıkan yangın sonucu insanlar karantina bölgesinden kurtulmayı başarırlar. Artık ülkede kör olmayan kimse kalmamıştır. Yeni bir düzen yaratmalı ve bu düzene ayak uydurmayı başarmalıdırlar. Peki, ama nasıl?

Bunları Biliyor muydunuz?

José Saramago'nun 1995 yılında kaleme aldığı Körlük, gördüğü ilgi karşısında beyaz perdeye de uyarlanmıştır. Filmin gişeye girmesi ise kitabın yayın tarihinden tam 13 yıl sonra, yani 2008 yılında gerçekleşmiştir.

En Sevilen Kitaplara Hemen Şimdi Sahip Olun!

Dünya romanlarının en sevilen örnekleri yalnızca bir tık uzağınızda! En sevilen yazarların en özel kitapları için kategorilerimizi inceleyin, stoklar tükenmeden alışverişe başlayın.


Seninle Başlamadı 35.1 TL


Seninle Başlamadı geleneksel psikoterapinin, ilaçların ve diğer müdahale yöntemlerinin uzun süredir çözemediği zorlukların ortadan kaldırılmasında dönüştürücü bir yaklaşım sunmaktadır.

"Seninle Başlamadı travma terapileri alanında, farkındalık uygulamaları konusunda insanı anlamak için ileriye doğru güçlü bir adım atmanızı sağlıyor. Cesur, yaratıcı ve şevkat dolu bir çalışma."

SHARON SALZBERG, Yazar

Lovingkindness and Real Happiness

"Kalıpları altüst eden bu kitap kalıtsal aile travmaları konusunda anlayışı geliştiren ve acı çekmeye son verebilecek güçlü araçlar sunuyor. Mark Wolynn iyileşmeye doğru yapılacak seyahatte güvenilir ve bilge bir rehberdir."

TARA BRACH, PhD, Yazar

Radical Acceptance and True Refuge

"Mark Wolynn, bilemediğimiz ve acı çekmemize sebep olan çözülmemiş travmalarla bizi atalarımıza derinden bağlayan yolları aydınlatma konusunda muhteşem bir iş başarıyor. Bize derinden anlayışı, diyalog görselleştirmelerini ve şefkatle yeniden bağlanmayı sağlayacak teknikler ve beceriler sunuyor."

JAMES S. GORDON, MD, Yazar

                                               Unstuck: Your Guide to the Seven-Stage Journey Out of Depression

 

(Tanıtım Bülteninden)


Düştüğünde Kalkarsan Hayat Güzeldir 15.6 TL


Yaşanmamış bir hayattan daha üzücü ne olabilir?

Yaşam size ne getirir bilemezsiniz ama sizden ne götüreceğini siz belirlersiniz.

İnsanız. Yanlışlarımızla doğrularımızla, başarılarımızla başarısızlıklarımızla, sevdiklerimizle sevemediklerimizle, yaptığımız ve var olduğumuz her şeyde her an gelişiyor ve büyüyoruz.

 

Bazen canımız o kadar acıyor ki hayata küsüp büyümeyi ve gelişmeyi unutuyoruz. Oysa varlığımızın en anlamlı kısmı hatalarımızdan, tecrübelerimizden ders alarak gelişmek, ilerlemek ve en büyük besinimiz sevgiye her zaman yer açmaktır. Unutmayın, hiçbir zaman, bir daha sevemeyecek, yeni bir hedefin peşine düşemeyecek, yeni hayaller kuramayacak kadar yaşlanmayacaksınız. Hâlâ nefes alıyorken yaşamdan istediğinizi alın.

 

Neden yanlış kişiye âşık oluruz?

Neden kimseye hayır diyemeyiz?

Neden ilişki kurmaktan ve bağlanmaktan korkarız?

İlişkilerde kaybettiren davranışlar nelerdir?

Sevdiğiniz kişiyi evliliğe nasıl ikna edersiniz?

Nasıl kendiniz olursunuz?

Özgüven nasıl kazanılır?

Geçmiş travmalarla nasıl başa çıkılır?

Hayatınızı nasıl değiştirirsiniz?

Mutluluk yanılsaması nedir? Neden hep mutsuz hissederiz?

 

(Tanıtım Bülteninden)


Hayvan Çiftliği 7.7 TL


Fazla çalıştırılan ve kötü muamele gören hayvanlar bir gün toplanıp yaşadıkları çiftliği ele geçirirler. Sonunda söz sahibi olmuşlardır, çiftlikte daha adil ve eşit bir toplum oluşturmaya kararlıdırlar. Domuzların öncülüğünde bu yeni düzeni kurmak için çalışmaya başlarlar. Bu düzen ilk başta çiftliğin gelişmesini sağlasa da zamanla hayvanların öngöremediği sorunlar ortaya çıkacak ve eskisinden daha acımasız bir rejim kurulacaktır.

Hayvan Çiftliği George Orwell'in modern klasikler arasına girmiş ikinci ünlü romanı ve çarpıcı bir politik taşlamadır. Şimdiye kadar yazılmış en iyi sistem eleştirilerinden biri olan bu roman, özgürlük amaçlı bir devrimin nasıl tek adamlığa evrilebileceğini gözler önüne serer. George Orwell'in alegorisi, bugün özgürlüğün saldırıya uğradığı her durum ve yerde güncelliğini koruyor.

 

(Tanıtım Bülteninden)


Duygusal Zeka 19.2 TL


Kendinizi kışkırtmaya hazır mısınız?

 

Stres, korku ve endişelere karşı duygusal zekâ.

İlişkiler, sağlık ve varoluş konularında sizler için yepyeni bir model.

 

Çevremizdeki birçok insan sıkıntı, stres, endişe ve kaygı yaşıyor.

Bu kişilerin büyük bir çoğunluğu akıl hastası değildir. Bu kişilerin sorunları daha çok günlük yaşamın ve belirsizliklerin getirdiği sorunlardır. Yaşamda her sorunu çözümleyemeyiz ancak çözümleyemediğimiz bu sorunlarla baş etmeyi öğrenebiliriz. Yaşamın zor süreçlerinden geçerken ayakta kalabilmemiz ancak ve ancak duygularımızı yönetebilmemizle mümkündür.

Bu kitap bilinçaltı inançlarını yeniden yapılandırma teknikleriyle kodlayabileceğini, yaşamını bilinç seviyesinde duygusal zekânı geliştirerek yeniden nasıl şekillendirebileceğini armağan olarak veriyor.

Bu kitap, bu dünyaya sadece yiyip içmek, gezmek, eğlenmek, üremek ve tüketmek için gelmediğini hatırlatıyor!

Bu kitap dünyaya bizden bir "İZ" bırakmamız gerektiğini haykırıyor!

Siz de değişime, gelişime, özgürleşmeye ve duygusal zekânızı geliştirmeye hazır mısınız?

 

(Tanıtım Bülteninden)


Camdaki Kız 31.5 TL


Camdaki Kız

Bir psikiyatrist olan Gülseren Budayıcıoğlu, hastalarından deneyimlediği yaşamlara yer verdiği romanlarını okuyucu ile buluşturmaya devam ediyor. Bunlardan biri olan Camdaki Kız kitabı da hikayesiyle, sizi alıp derin düşüncelere daldıracak türden bir roman.

Çocuklukta yaşanılan her bir olayın, geleceğimizde ne gibi izler bırakacağını mükemmel bir dil ile anlatan usta yazar, engin bilgi ve tecrübelerini bizler ile paylaşıyor. Siz de sevginin gücünün, hayatta hep başka kapıları aralayabileceğini düşünüyor ve kaderinizi yeni baştan yazmak istiyorsanız, baş ucu kitabı niteliğindeki bu esere mutlaka sahip olmalısınız.

Lüks İçinde Bir Yaşam Kaderi Etkiler mi?

Romanın ana kahramanı Nalan, çocukluğu ve genç kızlığında sefalet çekmeyen ve sonrasında da zengin bir aileye gelin olarak giden bir karakterdir. Ancak bunca bolluğun ve bereketin içerisinde yüzü hiçbir zaman gülmez. Çünkü ailesi tarafından sevgi görmemiştir. Kocası tarafından da aynı sevgisizliğe maruz kalır. Bunun üzerine çocuğunu da daha doğmadan kaybedince Nalan, iyice kendi içine kapanan ve her şeyden elini ayağını çeken bir karaktere dönüşür. Ta ki karşısına Hayri çıkana dek...

Nalan, hiç kimseden görmediği sevgi, ilgi ve alakayı Hayri'den görecektir. Bu esnada kocasından da boşanmıştır. Hayri ile yedi yıl boyunca süren bir ilişki yaşayacaktır. Ancak bahtsız kaderi Nalan'ın peşini burada da bırakmaz. Peki, Nalan mutlu olabilecek midir? Dahası, insanın kaderini değiştirmek elinde midir? İşte tüm bu soruların cevaplarını Nalan, yaşadığı bunalımlar nedeniyle gittiği klinikte, doktoru ile birlikte arayacak ve geçmişi ile ilgili bilinmeyen detayların da sırları böylece aralanacaktır.

Bunu Biliyor muydunuz?

Psikiyatrist Gülseren Budayıcıoğlu'nun, hastaları ile olan görüşmelerini kaleme aldığı ilk eseri Madalyonun Yüzü adlı kitabıdır. Burada yakaladığı başarının ardından yazar, yine hastalarının hikayelerine verdiği diğer yapıtlarıyla da bugün adından oldukça söz ettiren bir isim olmayı başarmıştır.

En Sevilen Kitaplara Hemen Şimdi Sahip Olun!

Türk romanlarının en güzel örnekleriyle tanışmaya hazır mısınız? Birbirinden cazip fiyatlar ve sepete özel indirimler ile siz de en sevilen kitaplara sahip olmak için beklemeyin! "Çok Satanlar", "Yeni Çıkanlar" ve "Fırsat Reyonları" gibi kategorilerimizi hemen keşfe çıkın!


1984 14.7 TL


1984

Distopya olarak nitelendirilen George Orwell'ın bu şahane eseri, geçmişin aslında ne kadar da gelecekten izler taşıdığını ortaya koyuyor. 1948'de kaleme aldığı bu eser ile Orwell, günümüz modern dünyasına bir protesto bırakıyor. Her ne kadar kitabında 1984 yılını tasvir etse de kitabın derinliklerinde bugünden izler de bulabilmeniz mümkün. Bu durumda elbette ki George Orwell'ın ileri görüşlülüğü etkili.

 

Sovyet Rusya'ya bir eleştiri niteliğinde olan bu kitap, günümüz siyasetinin baskısı, toplumdaki adaletsizliği, insanların tek tipleştirilmek istenmesi, zihnin kontrolü ve bireyselliğin yok edilmesi gibi kavramlar üzerinde de duruyor. Ütopik olduğu kadar gerçekçi yönlere de yer veren roman, sizi yaşadığınız toplum düzeni içerisinde de düşünmeye davet ediyor. Önlem alınmadığı takdirde nerelere sürüklenebileceğimiz konusunda ipuçları veren bu romanı, elinizden bırakamayacaksınız.

 

Modern Dünyaya Bir Protesto: 1984

Büyük Birader olarak adlandırılan kişi ve onun denetimindeki partisi, Okyanusya yönetiminin başıdır. Okyanusya'da Büyük Birader'in otoritesiyle, toplumda hiyerarşik bir sınıflandırma bulunur. Topluma, tüm insani duygulardan arınmalarını emreden Büyük Birader; ülkede aşkı, erotizmi, bireysel evliliği ve günlük tutmak gibi insani eylemleri de yasaklamıştır. Evlilikler, tamamen devlet kontrolündedir ve amaç yalnızca devlete hizmet edecek çocuklar yetiştirmektir. Diğer yandan, ülkedeki tüm yazılı ve yazısız yayın organları, sadece devlete bağlıdır ve asla kendi düşüncelerinizi ifade etmenize izin verilmez.

 

Çoğunluğun bu sisteme uyduğu ve itiraz etmeksizin Büyük Birader'e saygı gösterdiği Okyanusya'da, elbette ki sisteme karşı gelen kişiler olacaktır. Bunlardan biri de Doğruluk Bakanlığı'nda çalışan Winston'dır. İçerisinde bulunduğu sıkışmışlık hissi, onu her şeye karşı gelmeye itecektir. Hikayede burada başlar. Winston'ın başkaldırışı, Julia ile olan yakınlaşması ve eylemleri sonucu başına gelenleri George Orwell, büyük bir ustalıkla işlemiştir. Kitabın sonundaysa Winston'ın türlü işkenceler sonucu, devlete bağlı bir vatandaşa dönüştürüldüğüne tanık oluruz.

 

Bunu Biliyor muydunuz?

George Orwell kitabın geçtiği yıl olarak aslında 1980 yılını seçmiştir. Fakat kitabın tamamlanması, Orwell'ın hastalığının da etkisiyle uzadıkça yılı, 1982 olarak değiştirmiş, sonrasında ise 1984 yılında karar kılmıştır. Bunun nedeni ise Orwell'ın kitabın yazımını 1948 yılında tamamlamasıdır. Orwell, 1948'in son 2 rakamının yerlerini değiştirmeye karar verir. Böylece kitap, 1984 adı ile basılır. 

 


Pes Etme Mucizeler Yolda 14.4 TL


Her şeyin bir zamanı var ve her şeyin bir nedeni...
Hayatı kabullen. Her şey olması gerektiği gibi, korkma.

Sen de tam olman gereken yerdesin. Kalpten istediğin şeye ulaşmak için, zihninden geçenleri değil, tam da ihtiyacın olan deneyimleri yaşayacaksın.

Sakin ol. Geç kalmadın. Erken de değil. Kaç yaşında olduğunun bir önemi yok... Kimlerden ileri ya da geri olduğunun da...

Kaç yaşında hissettiğinin, kendini nerede görmek istediğinin ve şu an nerede olduğunun farkında olman mühim...

Yaşaman gerekeni yaşıyorsun sadece. Ne bir eksik ne bir fazla... Bil ki kusursuz bir düzen var senden gayrı.

İlmi ve iradesi dışında yaprağın bile kıpırdamadığı bir yaratan var, hatırla.
Beklentilerinin farkında ol ve onları minnetle değiştirmeyi öğren. Kanaat etmeyi ve şükretmeyi unutma. O vakit göreceksin ki mucizenin kendisisin aslında.

Mucize sensin.

 

(Tanıtım Bülteninden)

 


Seyir 29.4 TL


Seyir eden misin, seyreden mi bu alemde?

Eksikliğin boş gözleriyle büyümüştü Mina...

Küçük bir kızken bunu ilk fark ettiğinde, şaşırmıştı; olmayan her ne ise kalbinin orta yerinde, orada bir oyuk oluşturmuştu sanki.

Bozuktu. Defoluydu. Büyüdü, genç bir kadın oldu ve bir karar verdi; Madem eksiğim ben, bu eksikliği kapatacak olan malzeme başkalarında olmalı.

Onların sözleri, onların ilgisi, onların tanımları, onların yorumları…

Aşklar da oldu yaşamında, kırgınlıklar, savruluşlar da... Kaybetti, ama yıkılmadı yeniden ayağa kalktı.

Bir sergi açılışında Celal ile göz göze geldiği ilk an, bir tokat patlamıştı sanki yüzünde.

Deli gibi çarpan kalbinin sesini duyuyor, bu gergin ama bir o kadar da gizemli erkeği izlemekten kendini alamıyordu.

Mina, onu kendi dönüşümüne götürecek

uzun bir yolculuğa çıkmaya hazırdı artık!

 

(Tanıtım Bülteninden)

 


Veba Geceleri 29.25 TL


Orhan Pamuk'un üzerinde 5 yıldır çalıştığı Veba Geceleri, 1901 yılında 3. Veba Pandemisi döneminde Osmanlı'nın 29. Vilayeti Minger adasında geçiyor.  Hem sürükleyici bir siyaset ve aşk romanı hem de Pamuk'un salgın, karantina, devlet ve birey konularını bir masal havasıyla tartıştığı bu tarihi roman, konusuyla yaşadığımız günlere de ışık düşürüyor.

 

1901 baharında Osmanlı İmparatorluğu'nun 29. vilayeti Minger Adası'nda veba salgını baş gösterince Sultan Abdülhamit önce Sağlık Başmüfettişi kimyager Bonkowski Paşa'yı, onun arkasından da genç ve başarılı Doktor Nuri'yi salgını durdurması için adaya gönderir. Padişah kısa bir süre önce genç doktoru, sarayda hapis hayatı yaşattığı ağabeyi önceki padişah V. Murat'ın kızı Pakize Sultan ile evlendirmiştir ve Pakize Sultan da bu yolculukta kocasına eşlik etmektedir. Adada ise genç ve milliyetçi Osmanlı subayı Kolağası Kâmil, onun âşık olduğu adalı Zeynep ve her şeye yetişmeye çalışan Vali Sami Paşa ile güzel sevgilisi Marika vardır. Karantina yasaklarına itaat edilmesi için çaba harcayan bu insanların vebayla, adadaki geleneklerle ve sonunda birbirleriyle ve ölüm tehditleriyle savaşının ve yaşadıkları aşkların hikâyesidir Veba Geceleri.

 

"Pamuk yaşayan en büyük yazar."  -LE POINT, FRANSA

 

"Pamuk, en iyi kitaplarını Nobel'den sonra yazan eşsiz bir yazar." -THE INDEPENDENT, İNGİLTERE

 

"O ne bir ideolog, ne bir siyasetçi, ne de bir gazeteci. Orhan Pamuk büyük bir romancı." -THE NEW YORK TIMES, ABD

 

(Tanıtım Bülteninden)

 


Bir İdam Mahkumunun Son Günü - Hasan Ali Yücel Klasikleri 6.5 TL


Konu Bir İdam Mahkumunun Son Günü ise "Bir kitap okudum ve hayatım değişti." cümlesi, tüm mecazlardan sıyrılıp gerçek bir anlama bürünüyor. Ölümsüz yazar Victor Hugo'nun 1829 yılında kaleme aldığı roman, yazarın Paris'teki ünlü Greve Meydanı'nda gerçekleştirilen bir idama tanıklık etmesinden ilham alıyor.

Bir İdam Mahkumunun Son Günü, 19'uncu yüzyıl Fransa'sını gerçekçi bir biçimde yansıtması bakımından tarihi ve toplumsal bir kaynak olarak değerlendiriliyor. Yazarın henüz 27 yaşındayken takma bir adla yayımladığı eser, döneminin siyasi ve sosyolojik yapısına bir eleştiri niteliği taşıyor. 

Hayat ve Ölüm Arasında İnce Bir Okuma Deneyimi

Bir İdam Mahkumunun Son Günü, idamı bekleyen bir adamın dilinden yazılmış olmasıyla etkileyici bir anlatıma sahip. Romantizm akımının en güçlü temsilcisi olan Hugo, ölüm korkusu ve merhamet duygularını okuruna sarsıcı bir empati ile hissettiriyor. Eser, ölüme yaklaşan bir insanın ruh halindeki değişimleri başarılı bir şekilde ortaya koyması sayesinde aynı zamanda psikolojik bir roman olma özelliği de taşıyor.

İdamı "devrimlerin yok edemediği kaide" olarak nitelendiren Hugo, kitabının ön sözünde bu infaz yöntemi hakkındaki görüşlerini okuruna bir manifesto havasında sunuyor. Sonrasında ise romanının ön hazırlığını, kitabın konusuna dair konuşmaların yer aldığı bir tiyatro piyesiyle yapıyor. Yazar, bu kısımda topluma ve kitabına karşı eleştirilerini doğrudan halktan kişiler aracılığıyla yaparak farklı bir çalışma ortaya koyuyor.

Romanın son kısmında yazar, okurunu cinayet suçu ile tutuklanan ve mahkemede beş hafta sonra idam edileceğini öğrenen bir adamın satırlarıyla baş başa bırakıyor. Mahkum edilmeden önceki yaşamına oldukça yabancılaşan anlatıcı, okura daha çok içe dönük bir durum hikayesi anlatıyor. Romanda bu nedenle birbirinin yerini alan iki duygu ağır basıyor: Umut ve korku. Eserin ana fikrini besleyen bir diğer çarpıcı yönünü ise mahkumun son anda insanlar hakkındaki düşünceleri oluşturuyor.

En Sevilen Kitaplara Hemen Şimdi Sahip Olun!

Dünya klasikleri arasında yer alan Bir İdam Mahkumunun Son Günü'nü hala kitaplığınıza eklemediniz mi? Bu kitaba sahip olmak için beklemeyin ve hemen şimdi sipariş verin! Bir İdam Mahkumunun Son Günü, size dokunaklı olduğu kadar hayati bir düşünsel sürecin de kapılarını açacak.

 


Beynine Format At 29.4 TL


Beynine Format At

Zaman sahiden her şeyin ilacı mıdır yoksa yalnızca anıların biriktiği tozlu bir sandık mı? Hayat hızla akıp giderken yaşanan her şeyin geride kaldığını düşünmek, hatta bunların bir kısmını unutmak elbette ki mümkün. Fakat beyin oldukça ilginç ve karmaşık bir sisteme sahip… Öyle ki siz unutsanız dahi bilinçaltı her şeyi ilk günkü gibi hatırlamaya devam ediyor. Bu da demek oluyor ki bugün hissettiğiniz sebepsiz korku ve kaygıların kökeni, çok yüksek ihtimalle çocukluk çağında yaşadığınız ve belki de hiç hatırlamadığınız bir anıya dayanıyor olabilir.

Beynine Format At, işte tam da bu konuya yönelik, okurlarına evde terapi imkânı sunuyor. Alışılagelen kişisel gelişim kitaplarının aksine bu kitap, motivasyonu artırmaya yönelik cümlelerle yaşam koçluğu görevi üstlenmiyor. Bunun yerine, "NeuroFormat" adı verilen terapi yöntemini her yönüyle okuyucuya aktarıyor ve bu sayede kişinin bilinçaltındaki travma izlerini silmesine yardımcı olmayı hedefliyor.

Travmaların Etkilerini Bilinçaltından Silmek Mümkün!

Esas mesleği mühendislik olan Barış Muslu, lise ve üniversite yıllarını geçirdiği ABD'de aynı zamanda NLP (Neuro-linguistic Programming / Sinir Dili Programlaması)  üzerine de eğitim aldı. Ve bundan sonra psikoterapi tekniklerine de yoğunlaşmaya başladı. Muslu, kendi yaşadığı bazı problemlerin de bu ilgiyi perçinlemesiyle NeuroFormat adını verdiği yeni bir terapi yöntemi geliştirdi. Yazarın Beynine Format At kitabı ise bilinçaltında yer edip çeşitli problemlere yol açan travmaları silmeyi amaçlayan bu yöntemi okuyucuyla tanıştırıyor.

Kaygı ve korkuların özellikle çocukluk yaşlarındaki travmalara bağlı olarak geliştiği, neredeyse herkes tarafından bilinen bir gerçek. Fakat Barış Muslu, bunun da ötesinde, çeşitli hastalıklar ve fiziksel rahatsızlıklara da yine bu travmaların sebep olabileceğini iddia ediyor. Temel olarak belirli nörolojik noktalara vurma ve bununla eş zamanlı olarak gerçekleştirilen göz hareketleriyle uygulanan NeuroFormat, tüm bunlara sebep olan travmaları bilinçaltından silerek yaşam kalitesini artırıyor.

En Sevilen Kitaplara Hemen Şimdi Sahip Olun!

Şimdi geçmişin yükünü sırtınızdan atıp çok daha hafif ve pozitif olarak yola devam etmenin tam zamanı! Deneyimleyenler tarafından övgüyle ve minnetle söz edilen NeuroFormat tekniği ile tanışmak ve hayatınızda bir dönüm noktası yaratmak için Beynine Format At kitabını hemen sipariş verin!

 


Babaannem Geri Döndü 26.6 TL


Dedemin Bakkalı ve Abartma Tozu kitaplarıyla her yaştan yüz binlerce çocuğun en sevdiği yazarlardan biri olan Şermin Yaşar'ın son kitabı Babaannem Geri Döndü yine bol bol ironi, kahkaha ve katıksız sevgi içeriyor.

7'den 70'e tüm okurların sayfalarında kendilerinden bir parça bulacağı Babaannem Geri Döndü, aslında son derece tonton ve şefkatli bir babaanne olan Hasibe Hesapoğlu'nun hiç beklenmedik bir şekilde çocuklarının evine yerleşme macerasını anlatıyor. Torununun ağzından dinleyecek olursak olaylar tam olarak şöyle gelişiyor:

 

Her şey babaannemin âniden kapıda belirmesiyle başladı. Ayağında pateni, üstünde balerin eteği ve pembe saçlarıyla bir babaanne ancak bu kadar kapıda belirebilirdi! Neredeyse bir barınağı dolduracak kadar evcil hayvanın yanı sıra legolar, yapraklar, taşlar, hayalî bir arkadaş ve daha bir sürü tuhaf şeyle dolu 15 valiziyle bize yerleşmeye karar verdi!

İnsanın babaannesinin yaramaz bir çocuğa dönüşmesi çok acayipti. Bazen oturup bağıra çağıra ağladı, bazen de olur olmadık kahkahalar attı! Kıyafetleri de arkadaşları da fikirleri de oyuncakları da birbirinden garipti.

Babaannem yüzünden ne uyuyabildik ne oturabildik ne de eğlenebildik.

Tek istediğimiz eski tonton, şefkatli babaannemizdi. Gerçek babaannemi o kadar özlemiştik ki... 

Ve tam da artık ümidimizi kestiğimiz anda işler değişti.  

Ne mi oldu? 

Babaannem geri döndü!  

 

(Tanıtım Bülteninden)

 


Kurtlarla Koşan Kadınlar 42 TL


Kurtlarla Koşan Kadınlar

İnsanlığın uzun tarihi boyunca kadınlara yönelik yapılmış olan hangi araştırmanın doğru olduğunu düşünüyorsunuz? Hiç mi? Bu kitabın yazarı Clarissa P. Estés de aynı şeyi düşünmüş olacak ki kadınları çözümleme noktasında sunduğu farklı önermeler ile adından söz ettirmeyi başarıyor. Kadınların, içlerindeki doğal sese kulak vermelerini öğütleyen eser, kadının varoluşu ve toplumdaki yerini derin bir anlam ve üslup ile ele alıyor. Bunu yaparken de kadınları, kurtlar ile özdeşleştiriyor.

Yazar, bu noktada her iki varlığı da son derece güçlü, yavruları ve eşlerine bağımlı, değişen koşullara ayak durmak zorunda kalan ve çoğunlukla yanlış anlaşılıp, ezilen, hor görülen, aldatılan ve tacize uğrayan karakterler olarak tabir ediyor. Bu sebeple de kitaba "Kurtlarla Koşan Kadınlar" ismini veriyor. Siz de kadınları anlama noktasında bu güne değin yapılan tüm çalışmaları geride bırakıp, kalıpları yıkacak sıra dışı bir deneyime hazırsanız, bu kitap tam da bunun için biçilmiş bir kaftan!

Masallar ve Mitler ile Özdeşleşen Kadın Figürlerine Bakış

Yazar kitaptaki kadın çözümlemelerini, geçmişten günümüze anlatılagelen masallar ve mitler üzerinden gerçekleştiriyor. Bu yönüyle de okuyucuya farklı bir bakış açısı kazandırıyor. Adeta bir terapi niteliğinde olan bu farklı masallar, kadınların en derin duygularına erişerek bir kadın okuması gerçekleştiriyor. Kitapta yer alan masal ve mitlerin başlıkları ise şöyle; "Mavisakal", "Bilge Vasalisa", "Manawee", "İskelet kadın", "Çirkin Ördek Yavrusu" ve "Kırmızı Ayakkabılar"

Okuduklarınız karşısında kayıtsız kalamayacağınız, kadınları anlama, çözümleme ve kendilerini bulma noktasında ise nasıl yollar izlenmesi gerektiğine dair fikirler edineceğiniz bir baş yapıt sizi bekliyor. Kadın denilen varlığın tüm var oluş çabasına ortak olmaya hazır olun!

Bunları Biliyor muydunuz?

Usta yazar Clarissa P. Estés, baş yapıt nitelindeki bu eserini, sürdürdüğü 20 yıllık bir çalışmanın ardından tamamlayabilmiştir. İçerisinde böylesine derin bir araştırma yatan bu eser, kadın çalışmaları hususunda bir kaynak niteliği taşıyacak kapasiteye sahiptir.

En Sevilen Kitaplara Hemen Şimdi Sahip Olun!

Araştırma-tarih türünün en muazzam örneklerine sahip olmak istemez miydiniz? O halde kategorimize bakmadan geçmeyin! Sepete özel indirimler ile en çok satan kitaplara sahip olmak için hemen alışverişe başlayın!

 


Beyaz Zambaklar Ülkesinde 5.85 TL


Eski bir papaz, ayrıca yayıncı ve gazeteci olan Grigoriy Petrov, Finlandiya'ya ve Johan Wilhelm Snelman'a adadığı bu ölümsüz eserini, başka ülkelere ama özellikle Rusya'ya örnek teşkil etsin diye kaleme almıştır. Sonuçta yoksul, kurak ve az nüfuslu Finlandiya "hayat yaratıcıları" olarak adlandırılan yurttaşlarının el ele vermesiyle adeta küllerinden doğmuş; din, dil, ırk, eğitim, aile hayatı ve yönetim gibi konularda son sürat gelişmiş ve bu sayede diğer bütün ülkeleri geride bırakmayı başarmıştır. 

Asıl Petrov'un ölümünden sonra yankı bulan Beyaz Zambaklar Ülkesinde, özellikle Bulgaristan'da ve Türkiye'de sayısız baskı yapmıştır, öyle ki okumaya başladığı andan itibaren kitaba hayran kalan Mustafa Kemal Atatürk bu ölümsüz eserin okulların müfredatına konmasını istemiştir.

İsveç'in hâkimiyetinden çıkarak görece daha ılıman Rus egemenliği altına giren Finlandiya halkının omuz omuza vererek kendi ulusal kimliklerini bulmaya çalışmalarına tanık olacak ve bu halkın, ülkesini daha ileriye taşıyacak nitelikte yeniliklere imza atan şahsiyetleriyle tanışacaksınız.

(Tanıtım Bülteninden)